Çocuk ve Ergen Terapisi

 

Çocuk ve ergen terapisi bir bireysel terapidir ancak bunu yetişkin terapisinden farklı bir başlık altında ele almanın en önemli nedeni yetişkinlerde olduğu gibi çocuk ve ergenle konuşma temelli bir terapi yapmanın zor olmasıdır. Çünkü çocuk ve ergenlerin farkındalıkları ve kendilerini ifade etmeleri yetişkinler gibi mümkün olamamaktadır. Bu yüzden çocuk ve ergenlerle çalışılırken daha farklı teknikler kullanılmaktadır.

Çocuklarla çalışılırken daha çok oyun terapisi kullanılmaktadır. Oyun bir tür günlük yaşamın kontrolü bir şekilde temsil edilerek canlandırılması gibi düşünülebilir. Çocuğun oyuna motivasyonu kendiliğinden mevcuttur. Çünkü oyun çocuğun içsel bir şekilde çevreyi keşfetme ve çevreye hükmetme gereksinimini doyurur, diğer taraftan çocuğun oyunda aldığı haz diğer duyguların özellikle de korkunun etkisini azaltarak duygulandığı (korktuğu, üzüldüğü veya öfkelendiği) bir konuda çalışma olanağı yaratır ve bu duygularla baş etmesini sağlar. Oyun terapisi çocukların anlamlandırma, ifade etme ve baş etme becerilerinin oldukça zayıf olmasından hareketle geliştirilmiş bir yöntemdir. Oyun terapisi çocuğun hem kendini ifade etmesini sağlarken hem de yaşadığı içsel çatışmaları da çözümleme olanağı yaratmaktadır. Oyun terapisi çocuğa sınır koymayı da içerdiğinden çocuğun aynı zamanda kendini güvende hissetmesini de sağlar. Çocuğun oyun terapisi sırasında terapiye getirdiği çözdüğü sorunların çocuğun hayatına olan olumsuz etkisi ortadan kalkar veya zayıflar. Başka bir deyişle çocuğun oyun terapisi sırasında temsili olarak yarattığı sorunlar ve yaşadığı duygular çocuğun sorun çözme becerisini ve baş etme kapasitesini geliştirir. Bu durum da günlük yaşama yansır.

Ebeveynlerin çocuklarla uygun şekilde oynaması da çocuğun gelişimini çok olumlu etkiler. Bu nedenle çocuk ve ergene yönelik müdahalemizde kullandığımız bir diğer yöntem de ebeveyn danışmanlığıdır. Çocuklarla ilgili yaşanan sorunların önemli bir bölümünde sorunun nedeni ebeveynlerin uygun olmayan davranışları ve tepkileridir. Bu uygun olmayan tepki ve davranışlar ebeveynin yanlış biliyor olmasından veya bilmiyor olmasından kaynaklanabileceği gibi yoğunluk, zaman ayıramama gibi başka nedenlerden kaynaklanabilir. Ancak en önemli kaynaklardan biri de ebeveynin kendi ruhsal dinamiğidir. Başka bir deyişle ebeveyn çocuğuna nasıl davranması gerektiğini yanlış biliyor olabilir, işi gereği zaman ayıramayabilir, kendi çocukluğunda gördüğü davranış ve ilgiyi/ilgisizliği farkında olarak veya olmadan çocuğuna yansıtıyor da olabilir. Bu nedenle bazı durumlarda ebeveynlerin uygun davranışı çocukta gözlenen davranış bozukluğunu kolaylıkla ortadan kaldırabilmektedir.

Ebeveyn danışmanlığında çocuğa nasıl davranmanın çocuğun sorununu çözebileceği konusunda ayrıntılı bir şekilde bilgilendirme yapmaktayız. Bilgilendirme temel de ebeveynin sorun olarak getirdiği konuda olmakla birlikte şu konuları da içermektedir: çocukla nasıl oyun oynanmalı, çocuğa nasıl sınır koymalı, çocuk ağladığında nasıl tepki verilmeli, kardeş kıskançlığı yaşandığında neler yapılmalı, uyku düzeni nasıl sağlanabilir, yemek yeme de nelere dikkat edilmeli vb konuları içermektedir. Bu konulardaki yaklaşımların değişmesi çocuğu rahatlattığı gibi ebeveyni de rahatlatmaktadır.

Ergenler de tıpkı çocuklar gibi özgün bir grubu oluşturmaktadırlar. Bu nedenle de onlarla iletişim kurulurken de aynı zaman da onların temelde neyi önemsediklerine ve hangi endişelere sahip olduklarına dikkat etmek iletişimi daha güçlü kılacaktır. Örneğin ergenlerde akranları/yaşıtları önemli bir referans kaynağıdır. Yani ergenler arkadaşlarını anne ve babalarından daha fazla önemseyebilirler, ebeveynler ise bu durumu gelişimin bir aşaması olarak görmek yerine daha çok kendilerine yeterince değer verilmeme, nankörlük gibi değerlendirebilmektedir. Bu değerlendirme anne babayı ergene karşı daha sert ve daha çatışmacı bir pozisyona iterken ergende buna tepki olarak aynı çatışmacılığa sürüklenebilmektedir. Bir diğer önemli özellik de kontrol algısıdır. Ergen hayatını, çevresini daha fazla kontrol etme arzusuyla anne babanın yönlendirmelerine daha kapalı hale gelebilmektedir. Bu farklılık da ergen ile ebeveyn arasında çatışma yaratabilmektedir. Bu dönemdeki sınavlar ve ebeveynlerin çocukla ilgili gelecek endişesi bir yandan iletişimi zora sokarken bir yandan da ergenin üzerindeki stres yükünü artırmaktadır.    

Ergenlerle çalıştığımızda hem ergenle terapi yapmaktayız hem ebeveyn danışmanlığını kullanmaktayız.