Özgüven kişinin güçlü ve güçsüz yönlerinin farkında olmasıdır. Özgüven sorunu yaşayan kişiler genellikle güçlü yanlarının farkında olamamaktadırlar. Bu kişiler çoğunlukla herhangi bir olumlu özelliklerini ya yokmuş gibi düşünmekte ya da olduğundan daha zayıfmış gibi görmektedirler.
Özgüven sorununun ortaya çıkmasına neden olan birçok etken vardır. Bu kişiler yoğun eleştirel bir çocukluk geçirmiş olabilirler. Bu dönemde ebeveynler veya bakım verici pozisyondaki kişi çocuğu sıklıkla eleştirmiş olabilir. Diğer taraftan yol gösterici olmayan eleştiri gibi övgü de kısmen de olsa çocukta özgüven sorunu yaşamasına neden olabilmektedir. Ancak ikisinin yaşattığı sorunlar farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır. İlkinde yani sürekli eleştiriye maruz kalan çocuk daha sonra çoğunlukla hiçbir şey başaramayacağı düşüncesiyle yeni bir şeyler yapmaktan kaçınmaktadır. Övgüyle büyüyen çocuk ise başarmayacağını düşündüğü her şeyden kaçınmaktadır. Bu çocuğun başarısızlıkla baş etmesi ve ondan ders alması zorlaşmaktadır.
Özgüveni düşüren bir diğer şey de çocukluk ve yetişkinlikte sürekli kıyaslanmaktır. Özellikle çocukluk çağlarında sürekli akranlarıyla olumlu veya olumsuz kıyaslanan çocuklarda özgüven sorunu yaşanmaktadır. Çünkü bu kişiler hayatta mutlu olmanın yolunun başkalarından iyi olmaktan geçtiğine inanmaktadırlar.
Özgüven sorunuyla baş etmenin temel yolu öncelikle kişinin kendini olduğu gibi kabul etmesi ve güçlü yönlerini kullanırken zayıf bulduğu yönleriyle barışması ve bu yönlerini geliştirmek için çalışmasıdır. Kişiler genellikle zayıf buldukları yönlerinin zayıflıklarıyla yüzleşmekden kaçınmakta ama diğer taraftan da bu yönlerinin kendilerine sağlayabileceği bütün faydalardan da vazgeçmektedirler. Aynı şekilde ya güçlü yönlerini fark edememekte veya bu yönlerinin kendilerine sağlayabileceği olası yararları görememektedirler.
Yetişkinlikteki özgüven sorunu çocukluktan gelen deneyimlerinin yanı sıra çeşitli nedenlerden kaynaklanan inançlara da sahip olabilmektedirler. Bu inançların en görünür olanı başarısızlığın çok büyük bir felaket olacağına dair inançtır. Bu inanç kişiyi yeni bir işe, etkinliğe başlamaktan alıkoymaktadır.
Terapi ortamında çoğunlukla kişinin geçmiş deneyimleri üzerine çalışma kişinin farkındalığını artırmakta ve olumsuz etkisini azaltmaktadır. Aynı şekilde kişinin inançları üzerinde de çalışılarak bunların ne düzeyde çarpıtıldığı ve bu çarpıtmaların nasıl ortadan kaldırılabileceği veya asgari düzeye indirilebileceği üzerinde çalışma yapılmaktadır.