Travma yetişkinleri etkilediğinden daha fazla çocukları etkilemektedir. Aynı şekilde çocuklar travmaya karşı daha kırılgandırlar hem daha fazla etkilenirler hem de daha çok olay onlar için travmatik olabilmektedir. Bu nedenle çocuklarda travmatik olaylara dikkat etmek daha önemlidir. Diğer taraftan ironik bir şekilde çocukların kendilerini onarım kapasitesi daha iyidir ve desteklendiğinde daha hızlı iyileşirler.
Öncelikle çocuklar için birçok olay travmatik olabilmektedir, bunlar arasında ebeveyn kaybı, boşanma ve göç çocuğun en çok etkilenme olasılığı olan olaylardır. Ancak yetişkin geçerli olan tüm travmatik olaylar çocuklar için de geçerlidir. Örneğin fiziksel, duygusal ve cinsel istismar çocuklar için çok ciddi travma kaynağıdır. Deprem, sel, yangın gibi doğa olayları yine aynı şekilde ciddi derecede travma yaratabilmektedir. Diğer taraftan ev baskınları, çocuklara ve ebeveynlerine yönelik gözaltı ve tutuklama da travma kaynağı olabilmektedir. Hatta bazı küçük düşme gibi kazalarda travma kaynağı olabilmektedir. Ebeveynler ve bakıcı durumundaki yetişkinler çocuğun ufak bir kaza sonrasında ağlamaması çaba göstererek aslında çocuğun olaydan etkilenmesini artırmaktadır. Bu gibi durumlarda çocuğa sarılıp olayı ağlamasına müsaade etmek sonrasında da olayı anlamlandırması anlatmak ve çocuğun kendisinin anlatmasını sağlamak çocuğun olayı atlatmasına daha fazla katkı sağlar. Bu gibi durumlarda çok yaygın bir şekilde verilen tepkilerden olan “acımadı, geçti, bir şey yok, ağlama sen erkeksin/güçlüsün” gibi tepkiler çocuğu daha olumsuz etkilemektedir. Çocuğun canının acıması durumunda bu acısını ağlayarak dile getirmesi oldukça olağandır engellenmemesi gerekir.
Çocuklarda travmaya dair yapılan çalışmalar genel anlamda çocuğun yaşının küçüklüğü travmanın şiddetini artırmaktadır. Yani yaş küçüldükçe aynı olaylar daha etkili olmaktadır. Çocuk travmasının bir diğer özelliği de gelişime bağlı olmasıdır. Başka bir deyişle çocuk travmatik bir olayla karşılaştığında bulunduğu yaş grubunda olaydan etkilenmeyebilir ama gelişimin bir sonraki aşamasında travma etkisini gösterebilmektedir. Bu nedenle çocuğa ilişkin travmatik olaylara karşı dikkatli olmak ve çocuğu bir uzman kontrolünden geçirmek önemlidir.
Çocuklar TSSB yaşadıklarında içine kapanabilirler, depresyon yaşayabilirler, mutsuz olabilirler, akademik başarılarında gerileme olur, akranlarıyla geçinmekte zorlanabilirler, öfke patlaması yaşayabilirler. Bu yüzden bu tür davranışları yaramazlık veya şımarıklık olarak nitelemek yerine çocuğun nasıl bir ihtiyacının olduğunu anlamaya çalışmak daha önemlidir.